Tatar Çölü

Beklemek; hayat yanınızdan akıp giderken kök salarak, umutla, heyecanla, sabırla beklemek…




Geçenler de “Tatar Çölü” kitabının tiyatrosunun reklamına rastlayınca 20’li yaşlarda okuduğum bu kitabın hayatım üzerindeki etkisini bir daha düşündüm.


O zamanlar Beyoğlu Beyoğlu’ydu. Kitapçım kapitalist sisteme yenilmemiş, sadece kitap satan, müşterileri ile ilgilenen, kitap okuyan, satış hedeflerini doldurmak için 9 saat ayakta çalışmak zorunda olmayan personeli ile İstiklal Caddesinin üstünde bir kitapçı dükkânıydı.  Ahh güzel eski günler!!!

Son dönemlerde okuduğu kitabı tavsiye eden bir satıcı ile karşılaştınız mı? Hevesle anlatan, sizi de heveslendiren bir kitapçı?  Ben rastlamadım. İyi ki okuyan ve kitap avcısı dostlarım var. Yoksa vitrinin dışında kalan onca iyi kitabı bulmakta zorlanacağım.

İşte böyle kitapçıların olduğu bir dönemde ‘Al bunu oku.’ diye elime kitap tutuşturan Bülent’in tavsiyesi ile aldım. Tatar Çölünü. Okudum ve bir daha hiçbir zaman bir şeyin olması için sabit beklemedim. Yaşamam gerekenler beni buldu.. Ben onları değil.

Hayatımıza dokunanlar

Bazen beni bu kadar etkileyen kitapları bugün okusam o kadar etkilenir miyim acaba diye düşünürüm. Bazılarından etkilenmeyeceğim kesinken, bazılarını okumamış olsam bugün ki ben olamayacağımı bilirim. O kitaptaki cümleler karakterime, ruhuma, kararlarıma dokunmuştur zaten.  Hala hayatıma bir şeyler katmaya devam eder. Çoğumuzun başucu kitabı dediği kitaplardır bunlar. Ben “Hayatıma Dokunan” kitaplar demeyi tercih ediyorum.

Tatar Çölü’nü 20 yaşında değil de, 40 yaşında okumak hayatımda bir şeyler değiştirir miydi? Bu sorunun cevabı kocaman bir EVET… Yalnız bu değişiklik o zamanlardaki gibi beni ileriye taşıyan bir değişiklik değil, pişmanlıklar geçidinin içinde bir yerlerde olurdu. Hayatın bana gönderdiği pusulaları takip ettiğimi biraz geç fark ettim. Elime geçen, önüme çıkan her kitaptan bir şekilde imtihan oldum.  Yolumu bulmama, anlamama ve sevginin gücüne inanmama yardımcı oldular.

Öğrendim ki;

İyi bir insan olmanın, kötülük yapmamayı seçmekten geçtiğini onlardan öğrendim. Karşınızdakine gerçeği söylememenin ona ne kadar büyük acılar çektirebileceğini de.

Tatar Çölü’nün içine sakladığı hikâyesi sadece beklemek üzerine kurulmuş gibi görünse de bugün ki ben anlattığı en önemli şeyin vazgeçebilmek olduğunu düşünüyorum. Kahramanımız hayallerinden vazgeçebilseydi, hayalleri gerçek olabilirdi.  Dönüp gitmenin, umutlardan, hayallerden, inançtan vazgeçmenin ne kadar zor olduğunu anlatıyor. Son nefeste ki farkındalığın pişmanlığını iğne oyası gibi işlendiği hikâye ile Dino Buzzati’nin kelimelerinden bir daha anlamanız için  “hayatınıza dokunacak” bu kitabı tavsiye ediyorum.

« Anasayfa